Mutluluk kaybetmiş yollarımı. Sigaradan tütün yerine keder çekerek öldürüyorum içimde kalan son umudu yavaş yavaş. Yollarımı kaybeden mutluluğa içiyorum bu gece.
Gözlerimdeki denizi yüreğimdeki okyanusa döküyorum acılarımı boğmak istercesine. Hep içinde çırpındığım o okyanusa tüm acılarımı bırakıp huzurdan bir gemi yapıp mutluluğun kıyısına yelken açmak istiyorum.
Ama korkuyorum. Yeni bir fırtınada hırpalanmaktan, yine dev bir dalgayla boğuşmaktan, bir girdaba girip acıyla dönüp durmaktan korkuyorum.
İçimde kalan, bir türlü öldüremediğim umut kırıntısını kaybetmekten korkuyorum.
Dünyanın uçurumundayken hayatın kıyısına tutunacak bir dal bulmuşken kırmaktan korkuyorum.
Benim mutsuzluğumun içinde kahkaha atan insanların sesinden sağır olup kalbimin sesini duyamamaktan korkuyorum.
Tam mutluluğu içeceğim derken yeniden kadehime hüzün doldurup mutluluğa içmekten korkuyorum.
Çok korkuyorum işte…
Ölümden değil de mutlu ölememekten korkuyorum.
Defalarca kırılan kalbimi bu kez toplayamamaktan korkuyorum.
Ruhumun derinliklerine gömdüğüm masumiyetimi hiç tadamadan gömülmekten korkuyorum.
Acılar içinde sıkışan kalbimin birini sevmemesinden değil de o kalbe kimsenin dokunamamasından korkuyorum.
Hep dokunmak istediğim bulutları maviliklerinde barındıran gökyüzünde uçmaktan değil de uçarken düşmekten korkuyorum.
Yağmurlardan değil de gözümden akan yağmurlarda ıslanmaktan korkuyorum.
En çokta bu korkularımdan korkuyorum.
Dünyanın kıyısından hayata dönmüşken beni ölüme uçururlar diye…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder