1. Prestij
İlizyon oyunlarını anlatıyor çok kabaca fakat biraz dersler vererek. Size ilizyon yapmayı öğretmiyor. Sadece dikkat üzerinde duruyor. Yani bir gösteriye baktığınız zaman hilesini anlayabiliyor musunuz? Hayır. Bunu da dikkat dağınıklığı olarak ele alıyorlar. Bir gösteriyi izlediğiniz zaman aslında nelerin yapıldığını anlayabilirsiniz. Bunun tek yöntemi de dikkat. Prestij filmi benimde izlediğim en güzel filmler arasında ilk sıraları zorlar. Çok meşhur replikleri var. Mesela;
x : Görüyor musun?
y : Hayır.
x : Çünkü dikkatli bakmıyorsun.
Konunun daha detayına iner, olayları anlatırsam olmaz. Bir çok olaylar oluyor tabi ki. “Hmm, aman herkes anlatıyor hileleri.” demeyin. Mutlaka izleyin. İngilizce adı “The Prestige“.
2. Fight Club
Hemen adına bakıp “ne kadar itici” demeyin. Adına baktığınız zaman tamamen dövüş ile ilgili olduğunu sanıyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Psikolojik bir kurgusu var. İçinde dövüş yok mu? Tabi ki var. Yok değil ama konu o değil. Çok başka bir şey. İzlediğiniz zaman bir çok şey öğreniyorsunuz. Örneğin en iyi sabun neyle yapılır biliyor musunuz? İnsan yağı ile yapılırmış. Ben bunu izlerken öğrendim. Veya bir insan kafasında bir şey yaratıp gerçekten varmış gibi yaşayabilir mi? Evet yaşar. Şizofrenin tanımı gibi oldu. Kızların hasta olduğu Brad Pitt oynuyor. Başrol ise Edward Norton(kurgudaki adı Narrator). Norton aslında psikolojik bir manyak. Amacı dünyadaki banka merkezlerini havaya uçurmak. Herkesin borcunu silmek. Tutsaklıktan kurtarmak. Mücadele veriyor, sonunda bir dövüş kulübü kuruyor. Kurulması da çok ilginç olaylara dayanıyor. Bayağı olaylar oluyor, bir de bakıyorsunuz ki…
Ki’den sonrasını izleyince anlarsınız. Çok detaya girmiyorum. Dünya’nın gelmiş geçmiş en iyi 10. filmi olarak gösteriliyor. Özellikle bayanlara söylüyorum bunu. Adında fight geçiyor diye itici gelmesin. İzleyin, pişman olmayacaksınız. Sıkıcı sahneleri var elbette ama filmin sonunda “yok ebesinin nalı” diyeceğinizden emin olabilirsiniz.
Devamı için: en güzel filmler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder